23 Şubat 2009 Pazartesi

aşkı konuşmak

23 Şubat 2009 Pazartesi
şimdi ben blog bile yazmayan bir insan olarak..

en klişe konudur, yaratma sıkıntısı insanı içindeki insanın, yaşadığı sıkıntıyı konu olarak seçmesi.

gerçi bu konuda o kadar sıkıntıya girdiğim de söylenemez. bi aralar grubu duyurmuş idiler şahsıma, ben de "he he bakarız" diyip bir daha bakmamış idim, meğerse ben de yazabiliyor muşum buraya. hmm..

şimdi nedir bunun olayı, "haybeden 1 milyon kişi toplanalım" gibi bir konsept mi, yoksa kendi bloglarımıza gösterdiğimiz ilgi ve alakayı buraya da mı göstereceğiz, birbirimizle ve şahane arkadaş grubumuzla ilgili mi yazacağız nedir?

bu arada ben zaten başka yerlerde de uzun yazan bir insan olduğum için, burada da parmağıma ishal vurmuş bir modda devam edeceğim sanırım. ve genelde saçmaca uzatıyorum bunun da farkındayım..

bir de şu var, bu blogger'lar nerden buluyolarsa hep güzel imajlar buluyorlar yazılarına eklemek için. benim şimdi konuyla ilgili öyle güzel bir imajım da yok elimde..

Photobucket

ne yazsam ne yazsam..

hah tamam. bir arkadaş ile chat ederken geçti bugün bu konu.. o işte burda yazdığı gibi aşk ile ilgili derin duygu yoğunluklu bişeylerden filan bahsetti.. ben de içimden "aha yine biri başladı" dedim..

öyle değil mi? siz de aynı şeyi söyleyecek duruma gelmiyor musunuz? ben geliyorum artık. yani tabi insanlar gerçekten anlatmak isterlerse, ihtiyaçları olursa, kötü durumda olurlarsa dinlemezlik etmem de.. yani öteki türlü bence aşk ve türevlerinden konuşmak can sıkıntısından yapılan bir şey. gaz çıkarıp çakmakla alev yapsak daha çok eğleniriz.

aşkı en çok konuşanlar en az ilişki yaşamış olanlar. baba yeter neyini konuşuyosun artık yaşamadığın şeyin. yaşamış olsalar bu kada konuşmazlar eminim.

dolayısıyla hep bir kuyruk acısıyla konuşuluyor düşünülüyor aslında. erkekler kadınlar aralarında toplanıyorlar toplaşıyorlar, istişareler, saptamalar, tespitler, çıkarımlar, kararlar aman aman.. yani ben eminim dünya üzerinde başka bir meseleye kafa yorulsa dünya barışı filan gerçekleşirdi..

yani tabii ki ben hayvan değilim, hani böyle author'ca güzel şeylere saldırma hevesinde değilim ama; bakın benim gördüğüm şu: aşk ile ilgili herkesin yaşadıkları birbirine çok benziyor. hatta aynı diyebilirim. ama herkes 80 çeşit farklı elbise giydirip yaşadıklarına, ilk fırsatta, ilk içki masasındaki sarhoşlukta anlatmanın fırsatını kolluyor. sanki yaşadıkları sadece kendi başına gelmiş gibi..

bir arkadaşım "insan kendini aşık eder" demişti. bence aşk ile ilgili en doğru tespit, en başarılı tespit, en doğru söz, söylenmesi gereken tek söz, nihai cümle budur. başka hiç konuşmaya gerek yok. aşık olunur, ilişki yaşanır. üzerine konuşulmaz.

aşk, aslında tamamen hormonal ve içgüdüsel etkilerle birbirine çekilen çiftlerin, bu çekime sonradan duygularıyla biçtikleri güzel elbisedir. ve çoğu zaman da bu elbiseyi sadece biri görür, ötekisi farkına bile varmaz, hatta kimse farkına varmaz, ama o elbiseyi diken "aha bakın onun için ne kadar güzel bir elbise yaptım" diye görünmeyen bir şeyi tanımlamaya çalışır. ötekiler de anlıyomuş gibi he, evet, he, evet derler.

ben söyleyim, elbise filan yok. mecnun olmuşun anadan üryan geziyosun farkında değilsin.

konuşan konuşmuş, yazmış, şarkısını yapmış abi yeter artık. aynı şeyi evirip çevirip amuda kaldırıp, onunla çeşitli pozisyonlarda sevişmenin anlamı ne?

evet sevişmek dedim. insanlar aşkla sevişiyorlar.. lan aşık olduğunla sevişsene? ha olmuyosa başkasına aşık ol, hiç olmuyosa.. ee evet yani o da kötü bir şey ama, o da şöyle bir durum, aşktan yana çok az kişi mutlu etrafta.. malesef böyle..

dolayısıyla aşk olayı, üzerinde hırs yapılacak, uzun süre kafaya takılacak bir konu değil bence.. çünki bir çaba harcayarak düzeltilebilecek bir olay değil. insanın kendinden bağımsız..

hah işte zaten bu yüzden böyle deli gibi konuşuluyor sürekli. mesai harcanarak düzelecek bir şey olsa bu kadar uğraşmazlardı eminim. ne olduğu belli değil ki, herkese her şeye her zamana göre değişiyor..

hasta bunların hepsi. vallahi, acı çekmekten ve bunu duyurmaktan hoşlanıyorlar. author olucam az kaldım..
---
o değil de, konuşmamak lazım dedim kendim yazdıklarıma bak..

Photobucket

pot kırmada üstad olmak...

Efem, selamlar, saygılar, sevgiler evvela...(bu üç nokta önemli)

İstanbul yorgunluğu üzerimdeyken ve belki de koca bi haftayı bununla geçireceğime emin olaraktan aldım elime klavyeyi. Asla şikayetçi de değilim. Bir haftasonuu zirvelere adayarak ve de süper kafa dağıtarak kullandım, mutluyum.

Benden önce ayarım gelmiş, o da hoş olmuş bittabi. Sevdim mi, sevdim. Kamera, ıslak hamburger ve daha niceleri benim NŞA'daki halimle rahaaaaaaaat rahat kırabildiğim potlar olduğundan(daha beterlerini de yaptım), artık beni çok fazla sarsmıyor. Şaşkoloz kelimesinin günlük hayattaki tanımı olduğumdan(şaşkoloz için: (bkz: şaşkını daha sevimli hale getirmek)), çok da fazla for sarfetmeme gerek olmuyor. Neyse bu kısa tanımlamayı es geçip, teşekkürlerimi sıralayayım:

gregory, asil bi ruh, zengin bi markiz, eş durumundan soylu olmamdan mütevellit karşınızda afili bi reverans yapıyorum efenim. saygılar.
acemiyazar, ya ben neyse bi şi demiyorum. varlığını seviyorum. senin beni uyandırmanı da...
likeaprayer, gülmeni seviyorum ben. gülümse sen...
lurgee, çok "kılas" adam. hakikaten. her ne kadar saçların çimadamlara benzetse de seni, ot kafalı olduğunu asla düşünmedim. şaanesin!:)
enough, yemeklerinizden yiyebilecek şanslı güruh arasında olmayı ümit ediyorum efenim. bi reverans da sizin için.
selc, iyi ki tanımışım seni! iyi ki varsın, iyi ki bizimlesin! bütün kırmızı rujlar sana feda olsun!:)


ve bizlere eşlik eden tüm yazar arkadaşlarımıza teşekkürü borç bilirim. asosyalin önde gideni, bayrak taşıyanı olmama rağmen, bu kadar eğlenebilmemi sizlere borçluyum.

teşekkür ederim.

saygılarımla...

Islak Hamburger



Efendim bu super lezzete neden islak hamburger dendigi merak edilmis.Ben de hakkinda ufak bi arastirma yaptim. Aktarayim;

-Net bir tarih olmasa da bu lezzetin icati 90 lı yılların basına dayanıyor.
-1994 senesinde Kizilkayalar tarafindan tescil ettirilmiş.O aralar gunde 500-600 tane satıyormus.
-Esas patlama 95-96 senesinde olmus.
-Su aralar gunde yaklasik 3000 tane satiliyor.Hafta sonları bu rakam artiyor haliyle.
-Islak hamburger denme nedeni tabi ki de bol soslu ve yagli olmasından oturu.Bu ozel sos icin onlarca deneme yapmislar zamaninda.Nihayetinde lezzete ulasilmis ve bu gunlere gelinmis.
-Kullanilan her malzeme ozelmis(Kizilkayalardan bahsediyorum).Baharat bile senelerdir Antep'ten ayni insandan alinirmis.Eti ve ekmegi de ozel tabi.Ozellikle ekmek sadece bu mekana ozel yapilmakta olup, tescilliymis.Baska yerde yok yani.

Çamur,pisburger,taksim hamburgeri,kızılkayalar hamburgeri seklinde de adlandirildigi gorulmustur.En yaygin kullanim "islak hamburger"dir.

En meshur mekanlar Bambi ve Kizilkayalar olsa da,benim en begendigim Marmara Bufe'de yapilandir.Yogun sarimsak tadindan olsa gerek.

Memleketimden Boyacı Manzaraları



Gunesli bir gunde,Topkapı Sarayı çevresi

11 Şubat 2009 Çarşamba

Dum Tek Tek

11 Şubat 2009 Çarşamba


Evde hic bi on calisma olmadan notaları da kafadan cıkararak arkadaslar yapmıs bunu. Takdir ettim hatta etmekle kalmayıp buraya da ekledim
 
karalama defteri © 2008. Design by Pocket