12 Aralık 2008 Cuma

Kendimle Yüzleştim ve Özgürleştim...

12 Aralık 2008 Cuma

Issızım, ıssızsın, ıssız...

Hangimiz ıssız değiliz ki di mi?
Ne zamandan beri herkes bu film hakkında konuşuyordu. İnat etmiştim gitmeyeceğim, gitmem; hiç bir kuvvet beni bu filme götüremez diye... Gel gör ki çok büyük konuşmuşum aslında... Dün izledim. Hem de güle oynaya gittim, gözlerim buğulandı ara ara ama sözüm vardı kendime tuttum kendimi ağlamadım. Film bitti ve güldüm, gülümsedim... izledikçe, geçtikçe sahneler bir bir önümden kalbimden bir şeyler uçtu gitti, hafifledim, özgürleştim...

Issız adama bu kadar çok eleştiri gelmesinin sebebini yorumları okuyunca anlayamamamıştım.
İzleyince farkettim ki o büyük ekranda hepimizin hayatında en az bir kere yaşadığı bir an, sarfettiği en az bir cümle, işittiği bir kelime, maruz kaldığı bir bakış, tattığı bir duygu fütursuzca gözlerimizin önüne serilivermiş. Kim mahremi açığa çıkınca rahatsız olmaz ki? Hangi birimiz rahatsız olmayız?

Çağan Irmak mahremimizi ortaya dökmüş. Yatak odamıza kadar girmiş adam işte. En masum anlarımızdan, en mahremimize kadar... Ve bu da herkesi rahatsız etmiş, özelini beyazperdede milyonlarca insanla paylaşmak... Herkes en az 10dk bu filmde kendi ile yüzleşmiş işte...

Hiç yorum yok:

 
karalama defteri © 2008. Design by Pocket